Bir Kitap Nasıl Okunur, Sıradan Zaferler, Bavullar Aslında Ne Taşır?
Sevgili okur,
Günaydın. Sabah kahvene eşlik etmesi için bu hafta zarfa bir yazı, bir uygulama fikri, bir de kısa film sığdırdım. Ekim ayı kitap hediyesi için son günler içerisindeyiz.
İncelikler dilerim.
Bir Kitap Nasıl Okunur?
Borges okumaya başladığım günlerden beri, hayallerimin başında “iyi bir okur olmak” geliyor. Elbette herkesin izlemesi gereken kendi yolları ve patikaları var. Ancak bazı tavsiyeler almakta mahsur yok sanıyorum. Virginia Woolf’un How Should One Read a Book? başlıklı yazısından dikkatimi çekenler ( Çeviri: 3410 Kelime):
Okurken:
- Yazarınıza emir vermeyin. Onun mesai arkadaşı ve suç ortağı olun.
- Romancının giriştiği işi anlamanın en hızlı yolu okumak değil de yazmaktır.
- Kitaplığın hemen sağında açık bir pencere yok mu? Okumaya ara verip dışarıyı izlemek ne de latiftir!
- Büyük iki yazarı birlikte okumaya çalışmak, burkulmak ve kökünden sökülmek gibidir.
Okuma bittikten sonra:
- Okumanın tozunun dumanının dağılmasını bekleyin; yürüyün, laflayın, bir gülün üzerindeki ölü yaprakları ayıklayın ya da yatıp uyuyun.
- Artık yazarın arkadaşı değil, yargıcıyız; merhametsiz olalım; her bir kitabı kendi türünde yazılmış en muhteşem kitapla karşılaştıralım.
- Ulaştığımız sonuçlar ve yargılarımız yanlış olsa da, beğenilerimiz, bizim ana ilham kaynağımızdır; duygular aracılığıyla öğreniriz.
- Zaman geçtikçe edebi beğenilerimizi eğitebiliriz.
- İleri sürdüğümüz ölçütler ve yargılar, yazarların eserlerini üretirken soludukları atmosferin bir parçası olur.
Sıradan Zaferler ve Bir Aplikasyon Fikri
Manu Larcenet’in eşsiz bir çizgi romanı var, yaşama sevincimi yitirdiğimde döner tekrar okurum. Hem toplumsal hem de kişisel problemlerin arasında sıradan bir yaşamın sıradan mücadelelerini anlatır. Böyle iddiasız, gösterişsiz başarılara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Ancak ne yazık ki çevremiz, özellikle sosyal medya, yaptığımız işleri yargılamak, küçük heveslerimizi daha ilk adımı atmadan boğmak üstüne kurulu. Bunun için Sıradan Zaferler adlı bir uygulama fikrim var, basit iki kuralı şöyle:
- Kişiler mütevazı hedeflerini, sıradan başarılarını, küçük mutluluklarını paylaşıyorlar: Bisiklete binmeyi öğrendim, plastik atıksız bir gün geçireceğim, İspanyolca seni seviyorum demeyi biliyorum…
- Sadece beğenme butonu var ve beğeni sayılarını yalnızca paylaşımı yapan kişi görebiliyor.
Bavullar Aslında Ne Taşır?
Yıllar önce bir sergide içine beton dökülmüş bavullara rastlamıştım, göçmenlerin yeni ülkelerinde kurmaya çalıştıkları hayatları anlatıyordu, bence “gitmenin gidememenin ağırlığı”ydı o. Ankara DT’nin Anna Karenina uyarlamasında bavullar bir türlü yerinde kalkmaz mesela. Aileden uzakta geçen öğrencilik yılları bavul hazırlamakla geçer, kirlileri götür temizleri al, boş kavanozları götür kışlık menemenleri al. Mezun olunca da değişmiyor. Kariyer planları, yeni başlangıçlar, hayal kırıklıkları, birliktelikler, ayrılıklar… Neler de sığıyor o küçücük valizlere, elbise ve kitaplardan başka. Ron Koertge’in bir şiirinden uyarlanan kısa film, göçebe yaşamın tadını bilenler için pek çok aşinalık barındıyor:
Bonus: Harry Potter Evrenindeki İsminiz
Daha önce Pottermore’da yer alan hangi binadasın, patronusun nedir (logodaki kirpi oradan geliyor) testlerini çözmüştüm, adımı da öğrendim: Newton Tonks. Hogwarts mektubu gelmeyenler olarak bu sıkıcı dünyada oyalanmaya devam ediyoruz: Harry Potter Name Generator.
1 Yorum
[…] yıl, Manu Larcenet’in o çok sevilen çizgi romanı Sıradan Zaferler‘den esinle, okurlarımızın hayatındaki sıradan mutlulukların, küçük başarıların […]