Dünyanın En Güzel Arka Kapak Yazısı, Tolstoy’un Bisikleti, Yıldız Kenter, Kitaplarla Tanışmak
Yaşamaktan yorulanları sev.
Sevgili Okur,
Günaydın. Bu hafta zarfta bir kitap, bir dizi, bir şiir ve iki Podcast yer alıyor.
İncelikler dilerim.
Dünyanın En Güzel Arka Kapak Yazısı
Elime aldığım kitabın arasından bir mektup, bir fotoğraf çıktığında gözlerim parıldar. Gizli bir hazine bulmuşumdur sanki. İlk sayfada el yazısı ithaflara denk geldiğimde de aynı his. Böyle bir karşılaşma, butik bir yayınevinin ilk kitabını belirlemiş. Ve dünyanın en güzel, bir kitabı almaya en ikna edici arka kapak yazısı olmuş:
Sahaflarda buldum bu romanın eski bir baskısını. Varlık Yayınları’ndan çıkmıştı. 1967 yılında, Tahsin Yücel çevirisiyle.
Sayfalarını karıştırırken bir ithafla karşılaştım, şöyle diyordu: “Sevgilim, bu kitabı ilk defa on beş, bilemedin on altı yaşımda okudum. O kadar bayıldım ki, bir süre Odile oldum… Sonra kitap bir biçimde yok oldu. Unutmuştum. Geçen gün sahafta görünce bir heyecan, bir heyecan… Değişmemiş… Bence hâlâ en güzel âşk hikâyelerinden biri… Sana aldım”.
Okuduğumda, ithafı yazana hak verdim. Hakikaten okuduğum en güzel âşk hikâyelerinden biriydi. Helikopter’in ilk kitabı bu: Âşka âşık olanlar için tekrar yayımlıyoruz bu dünya güzeli kitabı, unutulmasın diye.
İklimler’den sevdiğim bir pasajın, dünya güzeli çizimlerine rastladım geçenlerde, 9 görselden oluşuyor:
Helikopter Yayınları’nın tasarımları kendine has, sade ve zarif. Kitaplarının sağ kenarlarını kırmızıya nasıl mı boyuyorlar? (1 Dakika).
Kendi Benliğimizdeki Faşistten Kurtulmak ve Tolstoy’un Bisikleti
Sevdiğim bir dizi son sezonuyla geri geldi: The Man in the High Castle. Philip K. Dick’in aynı adlı romanından uyarlanan yapımda, “II. Dünya Savaşını Mihver Devletleri kazanmış olsa ne olurdu?” sorusu işleniyor. Nazilerin ve Japonların kıyıcı politikalarını bütün acımasızlığı ve saçmalığı ile izliyoruz (4 Sezon, 10’ar bölüm, 1’er saat).
Dizide günümüz dünyasıyla paralellikler var şüphesiz. Yine de bahsetmek istediğim farklı bir konu. Karakterlerimizden birisi kabiliyetli bir ressam ancak bunun için uğraşmıyor, mücadele etmiyor, resimlerini kendine saklıyor. Bir gün bu durumdan ve faşistlerden yakınırken, biri şuna benzer bir şey söylüyor ona:
Senin başka faşistlere ihtiyacın yok ki, kendi kafanın içindeki, neyi yapıp neyi yapamayacağını söyleyen faşist yeter sana.
Bu sahneyi izleyince ister istemez kendi kendime dayattıklarım geldi aklıma ve kafamın içindeki faşistten kurtulmaya karar verdim. Geç kaldığımızı düşünebiliriz. Tolstoy’u hatırlayalım, bisiklet sürmeyi öğrendiğinde 67 yaşındaydı.
Çocuklukta veya gençlikte heves edip de yap(a)madığımız şeyler ne çok. İçinde ukde kalan deneyimler için harekete geçen birisini tanıyorum. Amerika’ya göç eden Pakistanlı bir ailenin kızı, Misha her bölümde farklı bir şey deniyor: Beginner (İngilizce, 10 Bölüm).
Sahneler Biraz Daha Issız
Yıldız Kenter’i kaybettik. Bu topraklardan öyle değerli sanatçılar, ustalar geçti ki. Bir tiyatro sevdalısı olarak o isimleri sahnede hiç seyretmemiş olmanın acısını yaşıyorum. Bir filmi yeniden izlemek mümkün fakat tiyatro öyle mi? Kayıtları izlesek bile o deneyimin yeri dolmuyor asla. (Kenter kardeşlerin birlikte seslendirdiği şiir, 6 buçuk dakika)
Çocukluk ve Kitaplarla Tanışmak
İyi okurların kitaplarla tanışma hikâyelerini dinlemeyi çok seviyorum. Çocukluk anıları, misafir evinde kütüphaneye kaçamak bakışlar, ilkokulda arkadaşlara hava atmak için okunan ama anlamaya yaşın yetmediği kitaplar (Yüzüklerin Efendisi, yaş 11). Senin anılarını da dinlemek isterim.
Tabii kitapların da okurlarla tanışma hikâyeleri var. Nasıl seçilir, çevrilir, yayıma hazırlanırlar? Bu tanışmaları her iki yönüyle birlikte aktaran, her bölüm yayımcılık sektöründen birini ağırlayan bir Podcast var: Kitap, Kaşık ve Diğer Gerekli Şeyler. Son bölüm çocuk kitapları hakkında (50 Dakika).
İklimler için güzel bir fotoğraf çekemeyince Aybüke’den rica ettim, kendisine teşekkür ediyorum. Kitabı ilk kimin kime tavsiye ettiğine karar veremedik.
İlk satırdaki alıntı, Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı’dan, Ferit Edgü.
Güne enerji dolu devam etmek için:
3 Yorumlar
[…] Zihnimiz görsel bir şölen ve muhteşem oyunculuklarla düşünmeye zorlanıyor. Kendi kafamızın içindeki faşistten kurtulabilir miyiz (4 Sezon, 10’ar bölüm, 1’er saat)? (İncelikler 09) […]
[…] öner” butonuna tıklayarak bülteni bir arkadaşınla paylaşman yeterli. Hediye: İklimler – André Maurois. Bu hafta zarfta bir öykü, bir yazı, bir sözcük, bir portre ve bir […]
[…] kılan Kirpi tarafından yapılan kitap çekilişini kazandığımı güzel bir günde öğrendim. İklimler bu yıl ruhuma dokunan muhteşem bir duyguydu. Kitapla sarıldık, ağladık, hatırladık tekrar […]