Litost Nedir, Melis’in Kibrit Kutuları, Safsatalar, Kitapların Teselli Puanı
İncelikler Düşkünü,
Günaydın. Teknik bir aksaklık sonrası geciktim, bağışla. Ankara’ya Gezici Festival geldi. İstanbul’da çarşamba akşamı Mai ve Siyah konuşulacak. İzmir Kitap Kulübü yeni okuma arkadaşları arıyor.
Bu hafta zarfta bir kitap, bir yazı, bir Youtube serisi ve bir blog önerisi yer alıyor. Bir de müjdem var: Artık Tubeklon’un çizimleri de bize eşlik edecek. Kasım ayı kitap hediyelerinin sahibi belli oldu.
Sevgiler.
Litost Nedir?
Milan Kundera kitaplarının adları hep güzeldir. İsmine kanıp aldığım ve pek memnun kaldığım bir eseri: Gülüşün ve Unutuşun Kitabı. Yazar öykülerin birinde Çekçe bir kelimeyi açıklıyor. Hüznün özel bir biçiminin tarifi, sarılmak istedim:
Litost, başka dillere çevrilmesi olanaksız Çekçe bir sözcüktür. Adamakıllı açılmış bir akordeon gibi sonsuz bir duyguyu, başka birçok duyguların bileşimi olan bir duyguyu anlatır: Hüzün, acıma, pişmanlık ve özlem. Sözcüğün ilk hecesi, terk edilmiş bir köpeğin sızlanmasını andıracak bir biçimde uzun ve güçlü bir biçimde vurgulanır. O halde nedir Litost? Litost, içimizdeki zavallılığın birden ortaya çıkmasından doğan acılı bir durumdur. Kendi iç zavallılığımıza karşı kullanılan en alışılmış reçete aşktır. Çünkü gerçekten sevilen bir kişi zavallı olamaz.
Melis’in Kibrit Kutuları
İzlediğim filmlerden, okuduğum kitaplardan edindiğim bir saygı: Koleksiyonu olan insanlar, özel insanlardır. Pahalı, lüks eşyalardan söz etmiyorum. Efemera koleksiyoncularından, başkalarına göre ıvır zıvır olan şeyleri biriktirenlerden. O yüzden evde bazı kutular kağıt, mektup, ayraç, bilet dolu. Senin de koleksiyonların varsa hikâyesini dinlemek isterim. Pek hoş bir düşünceyle başlayan bir biriktirmenin öyküsü:
Latife Tekin’in İstanbul üzerine yazdığı küçük bir metinde bir cümle çarptı gözüme: “Kıyılarındaki camileri, ıslak kibrit kutularına benzetip sevdiğim şehir.” O cümleyi okurken neredeydim, günlerden neydi, saat kaçtı, kış mıydı yoksa bunaltıcı bir yaz sıcağında mıydım hiçbir fikrim yok! Ama o an istedim sadece kibrit kutularından ve çöplerinden oluşan bir İstanbul ya da hiç olmazsa bir parça İstanbul maketi yapıp Latife Tekin’e armağan edebilmeyi. (683 Kelime)
Verimli Tartışmalar için: Safsatalardan Kurtulmak
Fularsız Entellik, Türkiye’nin Suriye politikası üzerine yapmış olduğu Podcast yayınında ülkemizde tartışma kültürü olmamasını işlemişti. Ancak sadece siyaset için geçerli değil bu durum. İşte, okulda, projelerde, öğrenci kulüplerinde, arkadaş arasında sohbetlerde dahi maruz kaldığımız bir gerçek. Yapılan tartışmalar bize bir şey katmıyor. Değerli tartışmalar için önce, sık başvurulan safsatalardan kurtulmak gerek sanırım. İlker Canikligil, İstanbul Film Akademi’den ayrıldığını açıkladı ama arkasında güzel işler bıraktı, favorilerimden (Ortalama 12 dakikadan, 11 Bölüm):
Blog Önerisi: Okurun Tesellisi
Farklı okumalar için güzide öneriler içeren bir blog bırakıyorum: Okurun Tesellisi. Hep aynı paragraf ile açılıyor yazılar. Yazar, kitapların yayına hazırlanmasında emek veren editör ve yayın yönetmenlerinin isimlerini eklemeyi de unutmuyor, şahane. Her incelemenin sonunda bir de teselli puanlaması var. Üstelik son yazı Kundera ve Calvino’yu birlikte anımsatan bir kitaptan bahsediyor:
“Okunacak kitap fazla, okumak için gereken zamanımız ise az. Üstelik, zamanımız gittikçe azalırken okunmayı bekleyen kitapların sayısı gün geçtikçe artıyor. Elimizde sihirli bir değnek olmadığı için kalan sınırlı vaktimizi iyi eserlerin peşinden koşarak, kötü eserlerden ise kaçarak geçiriyoruz. Koşunun yorgunluğunu atmak ve kötü eserler karşısında ihtiyacımız olan teselliyi bulabilmek içinse elimden gelen, teselli için önerilebilecek iyi eserlerin peşine düşmek. İşte bu yüzden bugün teselliyi, Doğal Roman isimli romanda arıyoruz.” (418 Kelime)
Doğal Roman’ın teselli puanı: 5/5.
Derkenar
Gülizar Gökkaya’ya, yukarıdaki alıntıyı paylaştığı için teşekkür ediyorum. Cümle, Roland Barthes’in annesini kaybettikten sonra tuttuğu yas günlüğünde geçiyor.
Yeni yıl yaklaşıyor. Hoş bir ajanda ve güzel bir hediye önerisi: Doğa Defteri-Kuşlar/2020.
Senin de bir blogun varsa, bizimle paylaşmalısın. İncelikler, incelikli fikirlere daima açık.
Güne başlama şarkısı: