Yılbaşı Hediyeleri, Ağustosböceği, Keşke Öğretmenim Bunu Bilseydi, Aslı Alpar, Saka Kuşlarında Sınıf Problemleri
İncelikler Düşkünü,
Günaydın. Bu hafta zarfta bir kitap, bir güzel etkinlik, bir yazı ve bir şiir yer alıyor. Yeni bir seriye başlıyoruz. Bazı pazartesi sabahlarına üretken ve yaratıcı insanların önerileri eşlik edecek. İlk konuğumuz: Aslı Alpar.
Yeni yıl geldi çattı, sevdiklerimize hediye almakta geç kaldıysak ve tüketim çılgınlığından uzak şeyler arıyorsak eğer, birkaç alternatif:
- Bol bol kart atalım. (İncelikler’in kirpisine de gönderebilirsin)
- El emeği hediyeler hazırlayabiliriz.
- Sahaflardan ikinci el kitap alalım. Kokusuyla, anısıyla birlikte gitsin sahibine.
- Bir kutup ayısı evlat edinip WWF’e çalışmalarında destek olabiliriz.
- Mini Mücellit Seti alarak kendi defterlerimizi yapıp hediye edebiliriz.
- Yeryüzü için kol kola bileklikleri ile dezavantajlı grupların üretim gücüne katkı sunabiliriz.
Sevgiler.
Beyaz Yakalı Ağustosböceği
Oscar ödüllü illüstratör ve yazar Shaun Tan’un kitabını, bir kitapçıda -yine çocuk kitaplarını karıştırırken- çalışanlardan biri önermişti. Çizeri bana ilk tavsiye eden ise çok sevdiğim sahaf, Evrim Abi’ydi. Uzak ile başlayan yolculuğumda, Shaun Tan’ın olağanüstü güzellikteki çizgileri ve işgüzar metinleri, bana her zaman yeni şeyler kattı.
Ağustosböceği o malum hikâyedeki haksız ithamlara bir yanıt sanki, o da bizim gibi, bir plazanın duvarsız bölmesinde çalışıyor. Mesaiye kalıyor, çok yoruluyor, hiçbir zaman takdir edilmiyor. Okurken acı acı gülümsüyoruz.
On yedi yıl. Terfi yok. İnsan kaynakları diyor ki: Ağustosböceği insan değil, kaynağa ihtiyacı yok. Tok tok tok! (32 Sayfa)
Keşke Öğretmenim Bunu Bilseydi
Amerika’da bir ilkokul öğretmeninin tasarladığı ders: “I wish my teacher knew …” Öğrenciler daha önce söyleyemedikleri şeyleri isimsiz kağıtlara yazıp boş bir kavanoza atıyorlar. Geçtiğimiz hafta Çocuk Gelişimci Merve Tayız ve arkadaşları, “Keşke Öğretmenim Bilseydi” ve “Keşke Annem/Babam Bilseydi” etkinlikleri yapmışlar, çocuklardan iç burkan yanıtlar gelmiş. Sanırım biz yetişkinlerin de böyle kavanozlara ihtiyacı var.
Kirpi ile Söyleşiler: Aslı Alpar
Kirpi: Gündelik yaşamın enerjinizi tükettiği, sizi sıradanlaştırdığını hissettiğiniz zamanlarda hangi çarelere başvuruyorsunuz?
Aslı Alpar: Enerjisi kolay tükenen biri değilim. Vegan beslenmenin etkisi olduğunu düşünüyorum. Ancak Türkiye’de yaşamak, en temel insan-hayvan hakkı ihlallerine maruz kalmak ya da tanığı olmak yorucu olabiliyor. Bu gibi durumlarda, beni tüketen konuları mizahla yeniden ele alıp, üzerine bir şeyler çizmeye çalışıyorum. Bazen de mümkünse ağaçlıklı bir parka gitmek, sevdiğim bir şarkıyı dinlemek ya da söylemeyi tercih ediyorum.
Kirpi: O hevesi yeniden yakalamak, yaratıcı ve üretken olmak için neler yapmalı?
Aslı Alpar: Önerim rutinin dışına çıkmak olabilir. Ama bunun ötesinde asıl mesele enerjinin çabuk tükenmemesini sağlamak. Böyle bir ruh hali için dayanışma içinde olmayı tavsiye ederim.
Saka Kuşlarında Sınıf Problemleri
Saka kuşlarının ayrı bir güzelliği var. Ötüşleri bir başka. Elbette bu nadide özellikler, insanoğlunun gözünden kaçacak değil. Kendimiz için kurduğumuz hapishaneleri başka varlıklar için de kurmaktan çekinmiyoruz. Üstelik onlar için sınıfsal ayrımlar da yapmışız ki ne fena:
İnsanlar saka kuşlarını da tıpkı kendi türlerine yaptıkları gibi renk renk, sınıf sınıf ayırır. Sözgelimi boynu beyaz olanlara “ak gerdan”, başın arkasında kırmızı lekesi olanlara “kenesettinli”, küçük koyu renkli olanlara ise “kömürcü sakası” denir. İşte saka avında en büyük yükü çeken de “patalya”lık eden de insanların gözünde daha değersiz olan bu kömürcü sakalarıdır.
Patalya her zaman kelle koltukta yaşar. Patalyaların bütün bu çileli emeğine rağmen, saka avında övgüyü de ödülü de çığırtkanlar kapar. Elbette ki çığırtkan dar kafeste yaşamaya razı olmasının, nağmeleriyle sakaları tuzağa çekmesinin karşılığını alır (747 Kelime).
Saka kuşu demişken, bir Şükrü Erbaş şiiri ile bitirelim:
Çın çın bir Akdeniz,
Limonlar, yaseminler, saka kuşları
Denizin tirşe yaprakları, köknarlar
Ardıçların gökyüzü bahçesi
İnsanı tanrı katına çıkaran bir baş dönmesi
Herkesi sonsuz göklerden sonsuz toprağa
Sonsuz yalnızlıktan sonsuz kalabalığa
Bir daha, bir daha doğuran anne.
Çok şükür yaşıyoruz.*