Normal İnsanlar, Ahmet Haşim’in Yahya Kemal’e Mektubu, Nisan Ak, Bir Film Nasıl Katledilir?
Günaydın.
Sen şahane bir okursun/ Mesai saatlerinde çaktırmadan İncelikler okursun.*
Yeni yılda başlayacağın kitapları belirledin mi? Listene yardımcı olması için bir öneri. Manifold her senenin sonunda yazarlarına onları en çok etkileyen kitapları soruyor: 2019’un en esaslı kitapları.
Bu hafta zarfta bir kitap, bir mektup, bir Podcast ve hoş bir fikir yer alıyor. Söyleşi köşemizde konuğumuz: Nisan Ak.
Sevgiler.
Normal İnsanlar, Karmaşık Hayatlar
Milemyumda aşklar, arkadaşlıklar, aile ilişkileri başkalaştı. Dönüşmeye devam ediyor. Sınırları belirsiz, süreksiz, anlaması ve yakalaması kolay değil. Her değişim gibi iyi ve kötü yanları var.
Sally Rooney, bu çağın bu kuşağın insanı olarak yirmi yedisinde bir roman yazmış: Normal İnsanlar. Bizim karmaşık hayatlarımızı, ad konulamayan ilişki biçimlerimizi dolaysız, sade bir şekilde aktarmış. Gereksiz açıklamalara girişmemiş, kimseyi kalıplara oturtmamış, problemlere keskin yanıtlar vermemiş. Hayranlık ve kıskançlıkla bitirdim, Rooney çok yetenekli, üstelik yolun başında.
Marianne zalimliğin yalnız kurbana değil zalime de zarar verdiğini, belki de onda daha derin ve daha kalıcı bir iz bıraktığını düşünüyor. İnsan acımasızlığa uğradığında kendisi hakkında derin bir bilgiye sahip olmuyor; ama birine karşı zalimleşmeyegörsün, asla unutmayacağı şeyler öğreniyor. (264 Sayfa)
Ahmet Haşim’in Yahya Kemal’e Mektubu
Ahmet Haşim’i lise edebiyat derslerinden, annesizliği, duygusallığı, çirkinliği ve toplumdan uzak oluşu ile hatırlıyorum. Yetenekli şairimizin içe kapanık, epey mahzun bir portresi canlanıyor zihnimde. Aynı dönemin bir diğer şairi Yahya Kemal ise göz önünde, maceraları, anekdotları dilden düşmüyor. Uyumsuz bir ikili, anlaştıkları söylenemez ancak Haşim’in Kemal’e bir mektubu var ki:
Bilirim hayatında bir dakika beni sevmedin. Bir dakika havamda rahat etmedin. Bir dakika bana dost sıfatını vermedin. Ben bunu bilerek dostun oldum ve hâlâ dostunum. Çünkü biliyorum ki ruhun benim ruhumun cinsindendir. Çünkü biliyorum ki bedbahtsın ve mes’ut olamayacaksın. Tıpkı benim gibi. (20 Haziran 1920).
Kirpi ile Söyleşiler: Nisan Ak
Kirpi: Gündelik yaşamın enerjinizi tükettiği, sizi sıradanlaştırdığını hissettiğiniz zamanlarda hangi çarelere başvuruyorsunuz? O hevesi yeniden yakalamak, yaratıcı ve üretken olmak için neler yapmalı?
Nisan Ak: Benim için ilham çok önemli. Bazen akademik ortam ve orkestraların bürokratik işlemleri yüzünden müzikten soğuyabiliyorum. Böyle durumlarda diğer sanat dallarına başvuruyorum. Bana en çok ilham veren şeylerden biri sergi gezmek. Yaşadığım şehre yeni sergi gelince Almanya’dan çikolata gelmiş gibi hissediyorum.
Bir Film Nasıl Katledilir ve bir Podcast Önerisi
Cep telefonuyla. Milenyumda ortaya çıkan alışkanlıklar arasında en sinir bozucu olanı akıllı telefonu, sinema ve tiyatro salonlarında dahi elimizden düşürmememiz. Gelen çağrıya cevap vereni dahi gördüm. Seyir keyfimizi alt üst eden alışkanlıkları konu edinen Podcast bölümü, 14 Dakika.
Bantmag’in “Maskeli”si Melikşah Altuntaş, Film Koması adlı Podcast yayınıyla bizlerle. Son bölümde güncel bir soruya yanıt arıyor: Dijital platformlar sinemayı öldürüyor mu? (20 Dakika)
Mutluluk Kumbarası
Japonya’dan güzel fikir. Yıl içinde yaşadığımız güzel olayları yazıp kumbaraya atıyoruz, sene sonunda açıyoruz. Bu hafta başlamaya ne dersin?
Geçtiğimiz Yılda Neler Başardık, Yeni Yılda Neleri Hedefliyoruz?
İncelikler okurlarının sıradan zaferlerinden bir demet:
- Kendimi affettim.
- Bir köy okulu kütüphanesi için gereken paranın dört katını topladım.
- İki sahaf, bir balık restoranı keşfettim.
- Hep hayalini kurduğum dövmeyi yaptırdım.
- Tek başıma Doğu Karadeniz turuna gittim.
- Kötü olarak adlandırdığım hislerime karşı kibar olmayı başardım.
- Denize doğru sallanabileceğim bir salıncak keşfettim.
Hayallerinden bir demet:
- Kendimi seveceğim, kendim gibi seveceğim insanlar bulacağım sonra.
- Bu yıl yamaç paraşütü yapacağım.
- Fotoğraf gözümü daha da geliştirdiğim bir yıl olsun istiyorum.
- Okuma listemdeki kitapları okumak istiyorum.
- Minik kızıma ördüğüm renkli yatak örtüsünü yetiştirmek için acilen hızlanmalıyım.
- Bu yıl Ankara DT’de oyun bırakmak istemiyorum.
- Bazen durup derin bir nefes alıp bu hayat güzel demek istiyorum.
Derkenar
* Tubeklon’un keşfi ile e-bültenlerimizde, Birhan Keskin’in mısralarından yola çıkarak sizi selamlayacağız artık: Şahane Okur.
Normal İnsanlar illüstrasyonundaki alıntıda İngilizcesini tercih ettik çünkü çevirisinde o his eksik sanki: “Gülerken birbirlerine bakamıyorlardı; ya odanın köşelerine ya da ayaklarına bakıyorlardı.” (s. 23) Sizce?
İncelikler e-postalarının ilk okumalarını bir süredir Aybüke yapıyor, kocaman bir teşekkür. Güne başlama şarkısı Tubeklon’dan:
1 Yorum
[…] Sally Rooney, geçtiğimiz yılın en çok konuşulan dizilerinden Normal People‘ın arkasındaki genç kalem, daha yirmi sekiz yaşında ve iki çoksatan romanı var. The Guardian onun için “Snapchat neslinin Salinger’ı” diyor. Pek haksız da sayılmaz. Bu çağın bu kuşağın insanı olarak portrelerimizi iyi çiziyor. Bizim karmaşık hayatlarımızı, ad konulamayan ilişki biçimlerimizi dolaysız, sade bir şekilde aktarmış. Gereksiz açıklamalara girişmemiş, kimseyi kalıplara oturtmamış, problemlere keskin yanıtlar vermemiş. Hayranlık ve kıskançlıkla bitecek bir roman. Rooney çok yetenekli, üstelik yolun başında. […]