Bütün Hikâyeler Birbirine Benzer

tarafından Kirpi

İncelikler 29: Sekiz Adımda Dizi Bölümü Yazmak, Tavus Kuşunun Laneti, Hatırlamak Bir Hastalık mı?, Postacıları Yormayan Mektuplar

Şahane Okur,

Günaydın. Bu hafta zarfta hikâye anlatıcılığının gizli sırları, iki yazı, bir uygulama yer alıyor. Son anketimizde şu sıra seyrettiklerimizi konuşuyoruz.

Sevgiyle.


Sekiz Adımda Dizi Bölümü Yazmak

Netflix’e yeni düşen altı sezonluk eski dizi, Community. Farklı aidiyetlere ve toplumsal statülere sahip yedi arkadaşın aile olma serüvenlerini anlatıyor. Serinin ve Rick&Morty’nin yaratıcılarından Dan Harmon’ın dizi ve filmlerle ilgili yaptığı incelemesine göre hikâye anlatıcılığının belirli bir yol haritası var, sekiz adımdan oluşuyor:

  1. Karakterler konfor bölgesindedir.
  2. Bir şey isterler.
  3. Bu şeye sahip olmak için aşina olmadıkları bir durumun içine girerler.
  4. Bu duruma alışmaya başlarlar.
  5. İstediklerini alırlar,
  6. Bunun için ağır bir bedel öderler.
  7. Bu nedenle başlangıç noktasına dönmeyi tercih ederler,
  8. Ancak değişmiş olarak.

Harmon’ın bu sırayı Community’de istisnasız bir şekilde uyguladığı görülebilir. Bu analiz, Bulgar filozof ve tarihçi Tzvetan Todorov’un filmler ve masallar için ortaya koyduğu beş basamaklı döngüyü hatırlatıyor:

  1. Başlangıçta bir denge vardır. Her şey olması gerektiği gibidir ve bütün karakterler normal bir yaşam sürerler.
  2. Bu denge bir olay nedeniyle bozulur. Tolstoy’un tabiriyle, “şehre yeni biri gelir ya da yolculuğa çıkar biri.”
  3. Üçüncü aşama bu dengenin değişmiş olduğu fark etme, kabullenme sürecidir.
  4. Dengenin yeniden sağlanması için bir çözüm gereklidir, sorun bir şekilde halledilir.
  5. Eski dengeye dönülmüş yahut yeni bir düzen kurulmuştur artık.

Döngü Aslan Kral’la kolay bir şekilde anlaşılıyor. (4 Dakika)


Tavus Kuşunun Laneti

Titanik, yüz sekiz sene önce 14 Nisan’ı 15’ine bağlayan gece sulara gömüldüğünde gemide Kate Winslet’in kolyesinden daha değerli bir şey vardı, Hayyam’ın Rubâiyat’ı.

Matbaa icat edilmeden önce kitaplar biricikti, lükstü. Bizde ebru, kaat’ı, tezhip, minyatür, mücellitlik gibi sanatların doğuşu da sınırlı sayıdaki el yazmalarını süslemek içindi. Sangorski & Sutcliffe’in iki buçuk yıl üzerinde çalıştığı, altın ve mücevherlerle süslediği Rubâiyat baskısı 1000 sterlinden açık artırmaya çıkarılacakmış. Atlantik’in derinlerine gömülmeseydi eğer. Amin Maalouf’un Semerkant’ı da bu özel baskının kayboluşu ile noktalanıyor.

Titanik battıktan altı hafta sonra Francis Sangorski de esrarengiz bir şekilde boğulmuş. İlk kopyanın çizimleri örnek alınarak hazırlanan ikinci kopyayı hazırlamak altı yıl sürmüş. İkinci Rubâiyat, birNazi hava saldırısında parçalanmış. Üçüncü kopyayı kırk yılda hazırlayan, Sutcliffe’in yeğeni Stanley Bray şöyle demiş:

“Batıl inançlarım yok ama tavus kuşunun felaket sembolü olduğu söyleniyor.” (427 Kelime)


Hatırlamak Bir Hastalık mı?

Bir virüs tarafından kuşatılmış durumdayız. Hafızanın nasıl çalıştığı ile ilgili yapılan araştırmalarda, hatırlamamız için temel görev üstlenen Arc proteininin de virüse benzer özellikler gösterdiği görülmüş. Bir nörona yerleştirilen Arc proteini RNA’sını kopyalayıp diğer nörona aktarabiliyor. Bir virüsten evrimleştiği düşünülüyormuş. (1328 Kelime, İngilizceTürkçesi)

Arc anılarımızı kopyalayıp hücrelerimize dağıtadursun, Latife Tekin’in Unutma Bahçesi’ndeki satırları düşüyor akla:

Anılarımızın da anıları oluyor, bunu söylüyorum, o zaman unutmak zorlaşıyor onları.


Postacıları Yormayan Mektuplar: Slowly

Bir kullanıcı profili oluşturuyorsun, kendini çiziyorsun. Mektuplaşmak istediğin dilleri, ilgi duyduğun alanları belirliyorsun. Slowly seni dünyanın dört bir yanından, ortak zevklere sahip olduğun mektup arkadaşları ile eşleştiriyor, sana pullar veriyor.

Zamanın hızından yoksun bir mektuplaşma bu. Aradaki mesafe, mektupların karşı tarafa ulaşması için gerekli süreyi belirliyor. Çünkü mektuplaşmak her şeyden çok, yolunu gözlemek değil midir?


Slowly keşfi için Kirpilerden Ayça’ya teşekkürler.

Güne başlama şarkısı:

Arşivde Gezin

Kirpi'yle düşüncelerini paylaş