İncelikler 30: Oyuncu Feridun’un Trajik Öyküsü, Güneşin Tiyatrosu, Ayşe Ayla Karacabey, Hani Kuşlar Ağaçlar
Şahane Okur,
Günaydın. Bu hafta zarfta bir öykü, bir roman, bir mimar ve bir kumpanya yer alıyor. Kuşlardan ve çiçeklerden de söz ettik.
Sevgiler.
Oyuncu Feridun’un Trajik Öyküsü
Sahafta rastladığım bir kitap, Cumartesi Yalnızlığı. Selim İleri, on dokuzunda yayımlamış. 68 ruhunu yansıtıyor. Büyük edebiyatçının ilk boy gösterişi. Okuduğum baskıya sonradan yazılmış bir hikâye dahil edilmiş: “Prens Hamlet’in Trajik Öyküsü”. “Oyuncu Feridun’un Trajik Öyküsü” de denilebilir.
Perdenin arkasını konu edinen edebi eserleri okumak, tiyatro seven okura ayrı bir haz verir. Selim İleri’nin hikâyesi tiyatro dünyasında yaşanan çekişmeyi ve entrikaları anlatıyor. Cahide Sonku’nun hayatından izler barındırıyor. Tarık Buğra da İbiş’in Rüyası’nda Adile Naşit’in babası, tuluat ustası Naşit Özcan’dan ilham almış. Başkarakter Nahit, Naşit Özcan gibi tiyatrocu, kadirşinas, babacan.
Hamlet’i oynayabilmesi için estetik operasyon yaptırması önerilen, ancak başarısız bir ameliyatla çirkinleşen çapkın Feridun’a hem acır hem oh olsun deriz. Nahit’in kara sevdası yüreğimizi dağlar.
Herkes yalnız başına ölecektir, derler. Sanki yaşayışlar paylaşılabilirmiş, paylaşılıyormuş gibi… Bir piyesten mi hatırlıyordu ne: “Zaman geçer ve insan harcadığı zamanda yalnız kalır.” (229 Sayfa)
Güneşin Tiyatrosu
Kurmacanın dışında sahnenin ardı nasıldır? Üç katman var: Oyun metni, oyunun sahneye konulma serencamı, oyuncuların kişisel hayatları. Bir noktada hepsi bütünleşir. Tiyatronun bir yaşam biçimi haline geldiği olur. Théâtre du Soleil’in kurucusu Ariane Mnouchkine bir hayat felsefesi olarak açıklıyor güneşin tiyatrosunu:
“Çalışma, mutlu olma ve yaşama rüyasıdır, iyilik, güzellik için bir araştırmadır. Zenginlik için değil, yüksek amaçlar doğrultusunda yaşama çabasıdır. Yalın ve gerçek bir biçimde.”
Théâtre du Soleil oyuncular arasında ücret eşitsizliğinin olmadığı, herkesin her işin ucundan tuttuğu bir kumpanya. Neredeyse altmış yıldır, farklı kimlik ve kültürlerden insanlar bir arada çalışıyor. Seyircileri birlikte karşılayıp dekoru beraber topluyorlar.(3855 Kelime)
Peki bizim Devlet Tiyatroları’nda işler nasıl yürür? İlk okumada neler yapılır, dekoru kim hazırlar, kostümleri kim diker? (Üç bölümlük yazı dizisi: 1, 2, 3)
Vivian Maier’i Anımsamak, Ayla’yı Tanımak
Vivian Maier’i hatırlarsın. Bir kutuda keşfedilen yaşamı birçokları için analog fotoğrafçılıkta ilham olmuştur. Geçen hafta, bir çantada keşfedilen dialar da başka bir Vivian Maier’i, Ayşe Ayla Karacabey’i tanıttı bizlere. Ayla’nın Bursa’dan Amerika’ya uzanan başarılı eğitim hayatı, Harvard’ın yetiştirdiği en seçkin kırk kadın arasına seçilmesi ile taçlanmış. Türkiye’nin de ilk kadın mimarlarından. (319 Kelime)
Ayla’nın eşyaları bir taşınma sırasında kaybolmuş. Bir valiz dolusu pozitif, sahafta keşfedilmeyi bekliyormuş. Şimdi dijitale de aktarılmaya başlanan fotoğraflar ile Ayla’nın yaşamı daha çok merak uyandırıyor. Başarılı bir Türk kadınını daha tanımak için güzel bir fırsat.
Hani Kuşlar Ağaçlar
Bahar geldi. Kuşlar cıvıl cıvıl. Ağaçlar çiçeğe durdu. İstanbul’da erguvan vakti. Evin yakınındaki bir parkta, şehirdışına çıkmadan ormanlık alanda yürüyüş yapmanın iyi geleceği belirtiliyor. Tabii sosyal mesafelenme kurallarına dikkat ederek. Fırsatını bulduğumuz an çıkıp dinlenmek, temiz havayı solumak gerek.
İnsan tanımadığı, bağ kurmadığı şeye sahip çıkmakta zorlanıyor. Doğadaki gezintilerimiz yeni rastlaşmalar, tanışmalar için fırsat olabilir. Adlarını öğrenmek istediğimiz bitkileri tanıyan bir uygulama, PlantSnap. Kuş seslerini ayırt etmek için Shazam görevi gören ücretli üç uygulama var. Türkiye’deki kuşları, sesleri ile birlikte arşivleyen ücretsiz bir site.
Bir öneri: Bu bitkileri toplayarak ya da fotoğraflayarak bir defter tutabilir, herbaryum oluşturabiliriz. Pekâlâ kuşlar için de yapılabilir. Şimdi değilse bile açık havaya yeniden kavuştuğumuzda.
PlantSnap ve Trakus keşifleri için Kirpilerden Aybüke’ye teşekkürler.
Güne başlama şarkısı:
Haftanın sorusu: Butik yayınevlerinden Notos Kitap’ın yayın yönetmeni Semih Gümüş kitap satışlarındaki sıkıntılarını gözler önüne serdi ve destek çağrısı yaptı. Ancak verilen her kitap siparişi kargo çalışanlarının daha fazla çalışmasına sebep olacak. Sen ne düşünüyorsun?