İncelikler 37: Bir Dinozorun Anıları, Manet, Kendine Ait Bir Acı, The Great
Şahane Okur,
Günaydın. Bu hafta zarfta bir anı kitabı, iki yazı ve bir dizi yer alıyor. Birkaç okuma ve göz atma listesi:
- 1930’larda ırkçılığa karşı buluşma merkezi haline gelen Türk Büyükelçiliğinin cazlı hikâyesi nedir?
- Sürekli kamyonlar tarafından devrilen bir heykel ve Yenişehir’de Bir Öğle Vakti’nin başlangıç cümlesi.
- Orhan Pamuk, romanlarının başlangıç ve bitiş cümleleri ile kitaplarını birbirine nasıl bağlar?
- Time dergisinin, içinde bulunduğumuz süreci daha katlanılabilir kılmalarını umarak derlediği, 2020’nin ilk yarısının en iyi dizileri listesi.
- Sahnedeki oyuncular seyirciyi nasıl görür?
Entelektüel Bir Dinozorun Kıymetli Anıları
Yaz ayları, anı ve gezi kitapları okumak için şahane bir vakit. Bir Dinozorun Anıları, çok satması ile yazarını bile şaşırtmıştı. Mîna Urgan, çevirileri ve çalışmaları ile İngiliz Edebiyatının ülkemizdeki en önemli isimlerinden. Kendini yetiştirmiş, Sabahattin Eyüboğlu ile çalışmış, Halide Edip’e asistanlık yapmış. Cumhuriyet’in aydınlık yüzlerinden.
Okullarda bir dönem zorla okutulan kitaba şimdi geri dönebiliriz. Mîna Urgan, tanıklıkları ve tespitleri ile Türk Edebiyatının çehresini en iyi bilenlerden. Seksen üç yaşında kaleme aldığı hatıraları, muzipliğiyle gülümsetiyor. Çuvaldızları herkese batırıyor, başta kendine.
… sürekli olarak kişisel mutluluk peşinden koşmak, bir kepazelikten başka bir şey değildir. Böyle bir dünyada, bunca felaket, bunca yoksulluk, bunca haksızlık ortasında, ancak inekler kadar kafasız ve duyarsız olanlar -yani gerçekten insan sayılamayacak yaratıklar- kişisel açıdan mutlu olabilirler. (353 Sayfa)
Bourdie’den Bir Ders: Kendini Bir Şey Sanan Manet
Bourdieu, Collège de France’da iki yılını Manet’ye ayırmış. Collège de France, 16. yüzyıldan beri, çeşitli kürsülerde umuma açık disiplinlerarası derslerin verildiği değerli bir kurum. Bourdieu, bu derste Manet’nin estetiğin ve ahlakın kurallarına başkaldırdığı resmi ele alıyor: Kırda Öğle Yemeği.
Kutsallara yaptığı saygısızlıkla eleştirilerin hedefi olan Manet, bugün resim sanatının ustaları arasında kabul ediliyor. Manet bir devrimciydi. Sembolizmde öncülük ettiği dönüşüm, o zamanın bilmişleri için skandaldı. Manet kendini ne sanıyordu?
Çifte bir ihlal söz konusuydu. Eser, iki farklı türden kutsal düzeni ihlal ediyordu (Durkheim’ın kullandığı anlamda, kutsala saygısızlık ediyordu): Özel olarak estetik bir kutsal düzeni ihlal ediyordu; ki buna, eser karşısında en büyük şoku yaşayanların, yani bu özgül alanda bilgi sahibi olanların, gerçek müminlerin itirazı vardı. Resim bir de daha genel bir kutsal düzeni, etik-cinsel düzeni ihlal ediyordu. (1897 Kelime)
Kendine Ait Bir Acı
Acıları yarıştırıyoruz. Sıkıntıları olan insanlardan uzak duruyoruz. Dert anlatmaktan kaçınıyoruz. Sürekli keyifli, eğlenceli olmak icap ediyor artık. Başka türlü kabul görmek mümkün değil. Herkes acısında yalnızlaşıyor. Ötekileşiyor. Acı çekiyor olmak, bir eksiklik, zayıflık göstergesi. Derviş Aydın Akkoç’un yazısı acılarımıza sahip çıkmak üzerine yoğunlaşıyor:
… kapitalizmin haz makinesinin her yana nüfuz ettiği bir zemin ve zamanda hele, insan bedeninde ve ruhunda acılara da yer açmak, onları da buyur etmek, insanı insan yapan şeyler arasında acının da olduğunu bilmek: vakarla acı çekmek, acıları göğüslemek, bu göğüslemenin verdiği mutluluğu yaşamak ve sonra gelecek acılara az çok hazırlıklı olmak… (863 Kelime)
Kırılgan Erkeklerin Arasında: The Great
İçen, dövüşen, kırıp döken kırılgan erkeklerin arasında bir kraliçe. Beyaz atlı prensine kavuştuğunda gerçeklerle yüzleşiyor. Kral, bir ahmak. Etrafındakiler de şaklaban. Haşmetlinin her yaptığına kadeh kaldırıp, “Huzzah” diye bağırıyorlar. Halk kimsenin umrunda değil. Kraliçenin aklında şimdi tek bir şey var: Kralı öldürmek ve tahta geçmek. Üstelik darbe planını bir hizmetçi, bir ayyaş ve bir korkakla kotarmanın peşinde.
The Great, kendi ritminde yavaş yavaş akan, gülümseten bir dizi. Bir oyun uyarlaması. Piyesin yazarı ve dizinin yaratıcısı Tony McNamara, Lanthimos imzalı The Favorite’ın da senaryosunu yazmıştı.Dizi, krala ve kralcılara dair alaycı portreler çiziyor. Satirik bakış açısı, gerçeklerden uzak romantik aydınları da es geçmiyor. (10 Bölüm, 50’şer dakika)
Güne başlama şarkısı: