Üçüzler, Bisikletler ve Çiçekler

tarafından Tubeklon

İncelikler 38: Yaşam ve Ölüm Yorgunu, Bisikletle Devr-i Alem, Ev Yeşili, Birbirlerine Aittiler

Herkes bir laf ediyor, üst komşundan tut Silahlı Kuvvetler’e kadar. Kendin olmayı çok uzun bir süre zararlı bir şey olarak düşündüm.

Şahane Okur,

Günaydın. Bu hafta zarfta hızlı hızlı roman yazanlar, pedallayanlar ve çiçek yetiştirenler yer alıyor. Birbirlerine yabancı üçüzlerin hikâyesi de sonda.

Birkaç güzellik:

  • Epigraftaki cümle Engin Günaydın’ın, Vavien üzerine eski bir söyleşi.
  • 1930’lardan günümüze, Kore klasik film arşivinin İngilizce altyazı ile sunulduğu bir YouTube kanalı.
  • Başıboş çocuklar bir adaya düşse neler olur? Gerçek bir örnek, Sineklerin Tanrısı’nı yalanlıyor.
  • NY Times yapımı, tanıdık simaların seslendirdiği yirmi dakikalık aşk hikâyeleri.
  • Bozkırda devam eden bir kitap kulübünün yeni yola çıkan Podcast’i.

Sevgiyle.

Kırk Üç Günde Roman Yazmak

Bir süredir Mo Yan’ın Yaşam ve Ölüm Yorgunu ile meşgulüm. Toprak reformunda köylüler tarafından idam edilen bir soylu, Cehennemin Efendisi tarafından dünyaya geri gönderiliyor. Eşek, boğa, domuz, köpek, maymun ve son olarak insan suretiyle.

Birkaç reenkarnasyondan sonra çok basit bir gerçeği öğrenmiştim: Roma’dayken bir Romalı gibi davran. Eğer bir domuz ahırında doğarsan domuz sütü emmezsen açlıktan ölürsün, bir köpek kulübesinde doğduysan da köpek ananın koynuna sokulmazsan soğuktan donarak ölürsün. (936 Sayfa)

İri Memeler ve Geniş Kalçalar’da olduğu gibi, Mo Yan, bu romanında da Çin’in 20. yüzyılına ilişkin kendine has bir tanıklık sunuyor. Resmi tarihlerin sıkıcı çehrelerinden uzak bir anlatı. Okurken böyle cüsseli bir romanın, tek solukta -kırk üç günde- yazılmış olmasını aklımdan çıkaramıyorum. Çünkü okuması kesinlikle daha uzun sürüyor.

Süratle yazılan bildik romanlara göz atalım:

  • Kumarbaz, Dostoyevski, yirmi altı gün
  • Çizgi Pijamalı Çocuk, Johne Boyne, iki buçuk gün
  • Yolda, Jack Kerouac, üç hafta içinde
  • Otomatik Portakal, Anthony Burgess, üç hafta içinde
  • Döşeğimde Ölürken, William Faulkner, altı hafta içinde

Bisikletle Devr-i Alem

Yaz ayları. Toplu taşımadan kaçmak lazım. Öyleyse bisikletleri yeşilliklere sürelim. Her icat gibi iki tekerlinin de toplumsal dönüşümde önemli bir yeri var. Aktivist Susan B. Anthony şöyle diyor mesela, “Dünyada başka hiçbir şey kadınların özgürleşmesi adına bisiklet kadar etkili olmadı.”

Kadınların bisiklet kullanmaları hoş karşılanmamış tabii. “Hasta olursunuz,” denmiş, “Sizin sağlığınızı bozar, güzelliğiniz solar, hem etekle süremezsiniz.” Boston’dan iki iş adamı iddiaya giriyor, bir kadın dünyayı bisikletle turlayamaz diye. İşte bu noktada daha önce hiç bisiklet sürmemiş, Annie Kopchovky çıkıyor meydana:

1894 baharında henüz 24 yaşında olan Annie, dünyayı pedal pedal yenmeye karar vermeden kısa bir süre öncesine kadar, bisiklet kullanmasını bilmeyen sıradan bir insandı. Özgürlük Heykeli’nin henüz dikilmediği zamanlarda Atlantik’i aşmış, Boston’a yerleşmişti. Kendi mahallesindeki birçok göçmenden biri, Yahudi bir işçi, evli ve üç çocuklu bir kadındı. (957 Kelime)

Bisikletin kadın hakları mücadelesindeki yeri (4 Dakika)

Balkon ve Terasları Yeşillendirmek

Apartman dairelerine sıkışıp kaldık. Üstelik pandemi bizi evlere kilitledi. Parklara ve bahçelere gidemezken terasları, balkonları, odaları yeşillendirmek için bir yerden başlamak gerekiyor. Bunun için takip edilecek bir adres: Ev Yeşili. Gizem Aydoğan, hem kendi sitesinde hem YouTube kanalında saksı bitkilerinin yetiştirilmesini, giriş düzeyinde, püf noktaları ile birlikte anlatıyor.

Birbirlerine Aittiler

On dokuz yaşında üniversiteye başladığın ilk gün bir ikizin olduğunu öğreniyorsun. Birinci şok. Bakışınız, gülüşünüz her şeyiniz aynı. Manşetlere çıkıyorsunuz. Mutlusunuz, geç de olsa kavuşmuşsunuz. Biri daha arıyor gazeteyi, bir üçüncü var. İkinci şok. Üçünüz birlikte daha mutlu ve daha meşhursunuz. Televizyon programlarından, magazin sayfalarından hiç inmiyorsunuz.

Ama ebeveynler gerçekçi ve öfkeli, neden kimse evlatlık edindikleri çocukların üçüz olduğunu söylememişti? Kardeşler hangi hakla birbirlerinden ayrı yaşamaya mahkum edilmişti? Hepinizin farklı sınıflardan ailelere yerleştirilmesi, üçünüzün de iki yaş büyük ablanızın olması tesadüf müydü? Hayır. Üçüncü şok. Üçüzlerin hikâyesine odaklanan bu belgesel, vicdansız bir bilimsel çalışmanın iç yüzünü sorgulamaya koyuluyor. (92 Dakika)

Güne alternatiflerle başlamak için keyifli bir liste:

Arşivde Gezin

Kirpi'yle düşüncelerini paylaş