Kaptansız Bir Gemi

tarafından Kirpi

Yazmak Eylemi, Eren Boz, Janet-Jak Esim, Frances Ha

İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok. 
Yahya Kemal

Şahane Okur,

Günaydın. 

Bu hafta zarfta bir deneme, bir portre ve bir film yer alıyor. Yaratıcı ve üretken isimlerle yaptığımız söyleşilerde konuğumuz, illüstratör Eren Boz.

#Öneri

  • The Guardian‘dan 2020’yi, çevre felaketlerini, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini, teknolojiye ve popülizme teslim olmuş günümüzü daha iyi anlamak için 30 kitaplık liste
  • Altyazı dergisi 19. yaşını kutluyor. 200. sayısının kapak dosyası: Muhteşem ilk filmler

#Çağrı

  • Me projesi, tek memesi olan kadınların herhangi bir protez olmaksızın kullanabileceği giysi tasarımları için çağrıda bulunuyor

#Fikir 

  • Korona günlerinde çocuk olmak (16 Sayfa)
  • Patriyarkadan kalma baştan çıkarma yöntemleri, basit ve değerli kadınlar (870 Kelime)
  • Düşünce dalgıçları ve yaralı balinalar (1392 Kelime)
  • Sınırları olmayan bir Ortadoğu hayal etmek (1372 Kelime)

#Esin

  • İllüstrasyonlarındaki sessizlikle Edward Hopper’ı hatırlatan sanatçı, Katherine Lam
  • Kadıköy Sessions’tan Ermeni, Kürt, Arap ve Türk kültürünü birleştiren ezgi: Lo Berde

Kepenkleri İndirmenin Yüz Bir Yolu 

Ferit Edgü'nün Yazmak Eylemi kitabı, incelikler bülten, alıntı

Gökkube altında söylenmemiş söz kalmadı. Yine de bir sözü söylemenin kırk yolu var. Raymond Queneau, Fransızca’nın olanakları içinde kurgusal bir olayı doksan dokuz farklı şekilde yazmış, Exercise de Style‘de toplamıştı. Böyle bir girişimi, Ferit Edgü’nün kaleminden okumak da Türkçenin şansı.

Ferit Edgü, Exercise de Style’i çevirmeye çalışırken Fransızcanın yeteneklerini, Türkçeye olduğu gibi aktarmanın mümkün olmadığı kanısına varmış. Bunun yerine, gazete küpüründe geçen bir hadiseyi yüz bir farklı şekilde kendisi yazmış. Böylece 14 Şubat 1980 günü esnaf yüz bir kere kepenk açmamış oluyor. Yazmakla meşgul herkesin okuması gereken başvuru kaynağı.(146 Sayfa)


Eren Boz, illüstratör, söyleşi, kirpi

Bu göz kamaştıran üretkenliğin sırrı nedir, esin perileriniz kimlerdir?

Öncelikle göz kamaştırıyorsa ne âlâ. Üretkenlik benim için arzu değil ihtiyaç. Bazı günler daha fazla şey üretmemek için telefonumdan ve bilgisayarımdan uzaklaşıyorum. Çünkü önemli olan üretilen şeyin niteliğidir aynı zamanda. Diğer türlü “görülecek hiçbir şeyin olmadığı bir görüntü bolluğu” üreticilerine dönüşüyoruz. Aklıma gelen her şeyi üretmemeye çalışıyorum çünkü aklım, “güzel” ve “güzel olmayan şeyler”den oluşan bir çöplük (favori çöplüğüm). Üretmeden önce bu çöplükte insanlara göstermeye değer bir inci var mı diye vakit geçiriyorum bir süre. 

Gün içinde beni gözüm boşluğa dalıp gitmişken görme ihtimaliniz çok yüksek. Düşünüyor, seçiyor, hayal kuruyorum. Ama tüm bunları yapabilmek, en azından benim için, okuduklarıma bağlı. Hiçbir şey okumadığım zamanlarda düşündüklerim de yavanlaşıyor. Mesela Borges’in, Calvino’nun, Pessoa’nın zihnime olan etkisini seviyorum, son zamanlarda da Cibran’ın güzel etkilerini gördüm zihnimde. Tek başıma düşünmüyorum açıkçası. Esin perilerim de bu isimler sanırım. Bir de kedim Maya.


Göç Müziğinin Temsilcileri: Janet & Jak Esim

Janet Jak Esim, Yahudi, Seferad Müzikleri,

Jak Esim, aile büyüklerinden dinlediği Sefarad şarkılarıyla büyüdü. Çocuk yaşlarını geride bıraktığında ezgileriyle büyülendiği bu müziğin eserlerini toplamaya, amatör gruplarla çalıp söylemeye başladı. 

1985 yılında Cem İkiz’le derledikleri şarkılar büyük ilgi topladı. Jak Esim’in eşi Janet, Erkan Oğur ve Murat Özbey’in katılımıyla grup renklendi, ilk albüm Judeo-Espanyol Ezgiler 1989 yılında yayımlandı. Albümün Jak için anlamı, Seferad müziğinde doğu tesirini, makamsal etkiyi vurgulamak, bunu yaparken armonizasyonu da korumaktı. 

İlk albümü, 1992′de Antik bir Hüzün izledi. Her iki albümdeki parçaları birleştirerek ortaya koydukları Sefardim 1 Almanya’da ödül aldı. Yoğun ilgi ve konser talepleri, Janet & Jak Esim Ensemble’ın ortaya çıkmasını sağladı. İkili, 1980’li yıllardan beri, Seferad müziğinin geleneksel şarkılarını, ilahi ve ninnilerini üç farklı dilde (İspanyolca, Fransızca ve Türkçe) seslendirmeye devam ediyor. Favori: Yo Era Ninya (907 Kelime)


New York’un Siyah Beyaz Sokaklarında Renkli Bir Dansçı

İnsanlar Frances Halladay’in yaşlı gösterdiğini söylüyor. Oysa o dansçı olma hayalleriyle yanıp tutuşan yirmi yedi yaşında bir genç. Hayatta her şeyden çok bağlı olduğu ev arkadaşı Sophie ansızın evden ayrıldığında, Frances’in de büyümesi gerekiyor. 

Geçtiğimiz yıl Marriage Story ile adından söz ettiren Noam Baumbach’ın yönettiği film, Frances’in mücadelesini anlatıyor. Frances’i, senaryoyu Baumbach’la birlikte kaleme alan Greta Gerwig oynuyor. Oynamıyor, yaşıyor âdeta. Frances’in nahif gülüşü ve düşük çenesiyle harmanlanan pozitifliği ekrandan taşıyor. Biz de onunla birlikte New York’un siyah beyaz sokaklarını dans ederek arşınlamaya başlıyoruz. (86 Dakika) ~ Yazan, Kirpilerden Berke

Güne başlama şarkısı:

~ Janet ve Jak Esim’i öneren, Kirpilerden Buğra

Arşivde Gezin

2 Yorumlar

Eda Ekim 20, 2020 - 12:02 pm

Güzel içerikler, benim çok hoşuma gitti. Farklı şeyler ve yeni bilgiler öğrenmek gerçekten iyi geliyor.

Yanıtla
İnceliklerin Kirpisi Ekim 20, 2020 - 4:30 pm

Teşekkür ederiz?

Yanıtla

Kirpi'yle düşüncelerini paylaş