Bilinmeyen Şaheser, Ice Bucket Challenge, Beş Yüz Günlük Fakirlik, Yine Yeni Yeniden Doksanlar
“büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela”
Şahane Okur,
Günaydın.
Bu hafta zarfta bir novella, bir yazar, eski bir challenge ve bir Podcast yer alıyor.
#Öneri
- Fransız Kültür’de Filmlerdeki Paris gösterimleri, 15 Kasım’a kadar her hafta sonu
- 24. İstanbul Tiyatro Festivali’nin biletleri satışta
#İroni
- Adnan Oktar’ın evinden çıkan bitki ve hayvan fosilleri
- Dede Korkut’un Yunan mitolojisinden yaptığı intihaller
- Yolsul bir yaşam süren Edgar Allen Poe’nun 125.000 dolara satılan mektubu
- Time dergisinin bir asra yakın serüveninde ilk kez değişen logosu: Vote
#Uygulama
- Sokak hayvanlarını haritalandıran SemtPati, belediye, gönüllü ve veteriner hekim işbirliğini hedefliyor. Uygulama sayesinde sokak köpeklerinin sağlık ve bakım ihtiyaçları karşılanacak.
- Kütüphane Şehri Projesi kapsamında apartmanlar birer kütüphaneye dönüşüyor, Ekim-Kasım aylarının şehri: Konya
#Esin
- Zamanın geçişini hızlandıran, akreple yelkovanı kanatlandıran bir kısa: Five minutes to sea
- İllüstratör Beril Ateş’in gezi günlükleri
- Hedonutopia’nın yeni albümü
Balzac’ın Bilinmeyen Tablosu
Orhan Pamuk, yirmi ikisinde “Ben yazar olacağım,” diyene kadar ressam olmayı hayal edermiş. Yıllarca tuval karşısındaymış, Cevdet Bey ve Oğulları’ndaki Ahmet gibi. Resimle alakadar olan yazarların sayısı kalabalık. Kimileri ressamlardan ilham almış, kimileri ressamlara ilham olmuş. Balzac’ın Bilinmeyen Şaheser‘i ikinci grubun en iyi örneklerinden. Cézanne ve Picasso gibi ressamları esinlemiş, Kapital‘i yazarken Marx’ın zihnini kurcalamış. Jacques Rivette’nin La Belle Noiseuse‘üne rehberlik etmiş. Sanat dünyasında ve akademide nice tartışmaya sebep olmuş.
Kısa öyküde, Frenhofer üzerinde on yıl çalıştığı ve mükemmel olduğunu düşündüğü başyapıtını konuklarına gösterdiğinde hayal kırıklığına uğrar. Resimle ilgilenen misafirler, karmaşık renklerin ve çizgilerin ardında bir kadın ayağı seçmiş, başka da bir şey anlamamışlardır. Balzac, kitabı soyut resim ve empresyonizmin henüz ortaya çıkmadığı tarihte (1831) kaleme almış. Frenhofer’in eseri, söz konusu sanat akımlarının ilk temsilcisi sayılabilir.
“Güzellik şakaya gelmez, kendini kolay ele vermez; uygun zamanı beklemek gerekir, teslim olmaya zorlamak için sıkıştırmak, sıkıca sarılmak gerekir.” (146 Sayfa)
“Ice Bucket Challenge”lar Ne İşe Yaradı?
ALS, nörolojik bir hastalık. Çiğneme, yürüme ve konuşma gibi istemli kas hareketlerini kontrol eden sinir hücrelerindeki hasardan kaynaklanıyor. Tedavisi olmadığı gibi hastanın durumu zamanla kötüye gidiyor. 2014-2016 yılları düzenlenen farkındalık kampanyasında, katılımcılar başlarından aşağı buzlu su dökerek ALS hastalığıyla mücadele etmek için bağış yapmasını istediği kişinin adını söylüyordu.
Hatırlayanlar için, gösteri dünyası bu “challenge” videolarıyla kendine yeni bir oyuncak bulmuş gibiydi. Sosyal medyada rağbet gören videoların, kişilerin ilgi çekmesinden başka bir işe yaramadığını düşünenler de vardı. Ancak ALS Research’e yapılan bağışların 2020 itibariyle toplamı 225 milyon dolar, üstelik tedaviyle ilgili önemli gelişmeler kaydedilmiş. Kampanyanın başarısı, yeni mücadeleler için ilham ve inanç olsun. (916 Kelime, İng)
Yüzyıllık Yalnızlık ve Beş Yüz Günlük Fakirlik
Gabo’nun (Gabriel Garcia Marquez) o büyülü eseri Yüzyıllık Yalnızlık‘ın yazım süreci de en az roman kadar etkileyici. Gabo bu kitap için aralıksız on sekiz ay masa başında oturmuş, günler geceler boyu çalışmış. Tam zamanlı vakit ayırabilmek için işini gücünü bırakmış. Hayatı durdurmak istemiş. Ama evin kirası, çocukların masrafı, kısaca derd-i maişet telaşı durmamış tabii.
Bu yoksunluğun içinden, eşi Mercedes’in büyük fedakârlıkları ve dostlarının göz kamaştıran ve yaşartan desteğiyle çıkmışlar. Aileden kalma mücevherlerinden vazgeçen Mercedes’e, Marquezler kiralarını ödesin diye arabasını rehin veren Carlos Medina’ya, binbir bahane ile eve yemek getiren bütün o şanlı dostlara teşekkür. Onların da desteğiyle tüm zamanların en müthiş romanı yazıldı. (2230 Kelime)
Yine Yeni Yeniden 90’lar, Üstelik Feminik ve Akademik
Geceden gündüze uzanan partiler hangi listelerle başlarsa başlasın her zaman doksanlara uzanır. 90’lar pop müziğinin yeri dolacak gibi değil. Sezgin İnceel ve İlker Hepkaner, çoluk çocuk hepimizin ezbere bildiği şarkıları ve gölgede kalmışları, feminist ve quir bakış açısıyla ele alıyor. Hem keyifli hem de nitelikli sohbetler. Favori: Candan Erçetin Özel (46 Dakika). Son Bölüm: Saman Alevleri 2 (51 Dakika).
Güne başlama şarkısı İllüstratör Kirpi‘den: