Günübirlik Dünya, Büyüsü Tükenmeyen Dünya

tarafından Kirpi

Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş, Dokunmak, Peradi Ensemble, Hunters

Şahane Okur,

Günaydın.

İzmir açıklarında meydana gelen depremde sevdiklerini kaybedenlere başsağlığı, yaralılara şifa diliyoruz. Ege’nin her bir kıyısında depremi hisseden tüm canlara geçmiş olsun.

Bu hafta zarfta bir soytarı, dokuz peri ve sekiz avcı yer alıyor. Sarılmanın özlemini de sinemizde hissettik. 

#Elli

#Fikir

  • Kızkardeşlik üzerine, kendilerine ait odalarıyla, Vanessa ve Virginia Woolf (4200 Kelime, İng)
  • Doğal afetlerde yanlış bilgiden nasıl korunabiliriz (779 Kelime)
  • Pandemileri önlemek için yağmur ormanlarını kurtarmamız gerek (2421 Kelime, İng)

#Esin 


Bir Soytarının Varoluş Sancıları

Bazı yazarları yalnızca meşhur romanlarıyla tanıyoruz. Özellikle söz konusu yabancı bir yazarsa, hangi kitabın satıp satmayacağı, ne kadar kâr elde edeceği, önemli bir konu. Yayınevlerinin tercihleri bizim okumalarımıza da sınırlar çekiyor. 

Henry Miller’ı, Yengeç Dönencesi ve Oğlak Dönencesi romanlarıyla hatırlıyorum hep. İkisi de cinsellikle özdeşleştirilmiş, dönem dönem çok satmış. Sahafta Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş‘le rastlaştığımızda yalnızca kapağın cazibesine kapılmıştım. Okuduktan sonra dünyanın en iyi öykülerinden biriyle tanıştığım için sevindim.

Auguste, başarısız bir soytarı, güldürmüyor. Üstelik varoluş sancıları içinde kıvranırken kurduğu cümleler okurun da içini oyuyor: “Ama o günübirlik dünya, bize bildik gelen dünya tek dünyadır ve büyüsü tükenmeyen bir dünyadır… Doğmaya çabalaya çabalaya ölürüz. Hiç gelmemişizdir dünyaya, hiç yokuzdur. Hep bir oluşma süreci içindeyizdir; hep bir başımıza, kopuk. Hep dışarıda.” (64 Sayfa, Çev. Tomris Uyar)


Dokunma İhtiyacı, Sarılmanın Özlemi

Sevdiklerimize şöyle doya doya, endişesiz bir şekilde sarılmayı özledik. İçimizde biriken bu sarılamamışlıklar nereye gidiyor? Bazılarımız dokunarak öğreniyor, dokunarak görüyor. Margaret Atwood, “Dokunmak, konuşmak ve görmekten önce gelir,” diyor, “Öğrendiğimiz ilk ve son dil, her zaman doğruyu söyler.”

Bilimsel çalışmalar da dokunmanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini kanıtlıyor. Yetimhanedeki bebekler üzerinde yapılan çalışmada, hayatlarının ilk yıllarında neredeyse hiçbir şekilde temas edilmeyen çocukların zihinsel ve fiziksel gelişiminin sınırlı olduğu gözlemlenmiş. Bu yoksunluk, yetişkinlerde erken ölümlerin sebeplerinden biri olarak gösterilmiş. Çünkü birine dokunmak, her iki tarafın da kalp atış hızını ve tansiyonunu düzenliyor, kandaki kortizon düzeyini dengeliyor, oksitosin salgılatıyor.

Sarılmasız “yeni normal” kabul edilebilir değil. En kısa zamanda salgını atlatmak dileğiyle. (3000 Kelime, İng)


Dokuz Kadın, Dokuz Renk: Peradi Ensemble

Yeryüzü hem çok büyük hem çok kalabalık. Ancak çokkültürlülüğün arasındaki mesafeler kısacık. Gün içinde dünyanın her bir köşesiyle sınırsız iletişim içindeyiz. Bu ebemkuşağının farklı renkleri arasında bir ahenk bulan vokal topluluğu: Peradi. M.S. 2019’da dokuz peri tarafından kurulmuş. Peri Gürcüce renk, Peradi rengarenk demek.

Peradi’nin dokuz perisi, Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Kafkaslar’dan Afrika’ya dünyanın müziğini repertuvarına eklemiş. Etnik enstrümanları eline almış. Kadın dayanışmasıyla, dünyanın müziğini, dünyanın sesini kulağımıza fısıldıyorlar. Favori: Bir Rus halk şarkısı, Ne Po Pogrebu.


Nazileri Avlamak: Hunters

Hunters-Amazon Prime Video-Al Pacino

Nürnberg Mahkemeleri’nde yalnızca yirmi dört üst düzey yönetici yargılandı. II. Dünya Savaşı’nda insanlık dışı suçları işleyenler sadece askerler değildi. Vicdansız deneylerin ve gaz kamplarının başında bilimsel dehalar vardı. Ancak pek çoğuna bir şey olmadı, Soğuk Savaş’ın iki kutuplu dünyasına hizmet etmeye başladılar.

Yaklaşık 2200 Nazi bağlantılı bilim insanı Sovyetler adına çalışmaya başladı, 1600 kişi de CIA’in Paperclip operasyonuyla Amerika’ya götürüldü. Amazon Prime orijinal dizisi Hunters da bu operasyonun üzerine düşüyor, başrolde de Al Pacino var. HIMYM’den tanıdığımız Josh Radnor, Ted’den daha sempatik bir karakterle karşımızda. Aksiyon, şiddet, dayanışma ve güldürü iç içe. 

Nazi zulmünden kaçan Yahudiler, kendilerine kamplarda işkence edenlerin ABD’de tertemiz hayatlara başladığını görünce hayal kırıklığına uğruyor. Meyer Offerman (Al Pacino) sponsorluğu ve önderliğinde, kendi adaletlerini sağlamak için bir intikam timi kuruyorlar. Naziler de boş durmuyor, IV. Reich’ı Kuzey Amerika’da inşa etmeye çalışıyor. Kara komedi olarak sınıflandırılan yapımın anlattığı hikâyeler aklımızdan hiç çıkmaması gereken örnekler sunuyor, kötülüğün sıradanlığıyla korkutuyor.  (1 Sezon, 10 Bölüm)

İçimiz sağalsın, halimiz anlaşılsın diye: 

Arşivde Gezin

Kirpi'yle düşüncelerini paylaş