Yeni Başlangıçlar, Eksik Parçalar

tarafından Kirpi

Şahane Okur,

Günaydın. 

Yeni bir başlangıç: Bültenlerimizi artık Aposto üzerinden ve mobil uygulamasından da takip edebilirsin. Hem sen de yazdıkların ve keşfettiklerinle İncelikler‘e dahil olabilir, eksik parçaları tamamlayabilirsin. 

Bu hafta zarfta bir roman, şarkılar, arılar, iki makale ve bir film yer alıyor. 

#Derinlik

  • Göçmenlik, yoksulluk, kadınlık (3340 Kelime)
  • İklim kriziyle çehresini yeşile boyayarak mücadele eden kapitalizm (968 Kelime)
  • İşe Yarar Bir Şey ve Azizler, iki filmin ötenaziyi işleyişindeki farklar üzerine (1349 Kelime)
  • Her şeyimizin mükemmel olması gereken bir dünyada bir şeylerden de şikayet etmenin, birlikte söylenmenin yararları (1526 Kelime, İng)

#Esin

  • New York’ta bir apartman dairesinin deposundan çıkan yüzyıllık portre çalışmaları (361 Kelime)
  • Girişimcilik hallerini anlatan stop motion kısa animasyonlar (12 Bölüm)

Gerçeğin Aynada Tuzla Buz Olan Yansıması: Parçalanma

chinua achebe-parcalanma-incelikler-tubeklon

Parçalanma: Yok oluştan bir adım öncesi. Bildiğin, tanıdığın, değer verdiğin her şeyin dağılarak uzaklaşması.

Kilise: Hayatını kendi erkekliğine baktığı bir aynaya çeviren adamın, aynı aynanın tuzla buz olmuş yansımasında başka bir erkeklik bulması.

Afrikalılar: Onurun ve inancın gücünün, “gücün gücü”nü mağlup edeceğine gerçekten inanan bir topluluk.

Roman: Tüm bunlar hakkında edebi bir sinir krizi. 

Yazar: Daha iyi anlaşılmak için hikâyesini “sömürgecilerin dili” olarak nitelendirdiği İngilizceyle anlatmak zorunda kalan bir İgbo şefi.

Chinua Achebe’nin Man Booker ödüllü, Afrika Üçlemesi’nin ilk kitabı Parçalanma’da, adeta gerçeklik kendisi hakkında rapor sunuyor. Hiçbir analiz kaygısı taşımadan her şeyi analiz eden bir roman: Erkeklik baskısı, metânın gücü, Afrika toplumunun kültürel ve sosyolojik yapısı, ebeveynlik, Hıristiyanlık, sömürgecilik, asimilasyon ve yabancılaşma. 

Chinua Achebe, çokça övüldüğü yönüyle, üzerlerinden yarım yüzyıldan fazla zaman geçmesine rağmen yazdıklarıyla evrensel değer ve problemlere ışık tutan bir yazar. Kurgusunun içinde bir toplumun tarihini, toplumsal cinsiyet rollerini ve bu rollerin yarattığı kolektif psikolojik sıkışmayı bir arada buluyoruz. Yumuşak karnı mı düşmandır insana, yoksa en sert noktası, en geçilmez çizgisi mi? Kitabın ana karakteri Okonkwo’nun durmaksızın parçalanma hikâyesi bu; artık bitti dediğimiz yerden, yeniden ve yeniden.

“Gitgide genişleyen girdapta hiç durmadan dönülür
Şahin istemez şahinciyi,
Her şey dağılıp parçalanır; merkez artık tutamaz;
Yalnız anarşi salınır dünyanın üzerine.” 
(184 Sayfa)

~Kirpilerden Bilge Gündüz

Hamiş: Meraklı kirpiler için ilave makale


Müzik Bize Ne Yapıyor?

incelikler-bulten-tubeklon-müzik-şarkı

“Bir insan güzel şarkıları seviyorsa sıradan olamaz diye düşünürüm.” 

Ben de bu düşünceye katılıyorum. Yaşamını müzikle renklendiren, ceplerini güzel şarkılarla dolduran biri sıradan olamaz.

“Müzik bize ne yapıyor? … Bence kalple karın boşluğu arasındaki yer/ bedenimizin o bölgesi müziğin içimize batması için yaratıldı.”

Üstelik o şarkıları bir türlü unutamıyoruz. Bilim insanları hafıza ve müzik arasındaki ilişkiyi araştırmış. Sonuç: Müzik eşliğinde öğrenilenler daha kalıcı.

“Şarkı beni paramparça ediyor, sonra tamamen başka bir biçimde/ çok hızlıca parçaları birleştiriyor, benden yeni birini yaratıyor.” 

Psikologlar bunu “anımsama bombesi” olarak tanımlıyor. Özellikle farklı deneyimlerin ilk kez yaşandığı gençlik çağlarında dinlenen şarkılar unutulmuyor. İlerleyen yaşlarda karşılaştığımızda bizi doğrudan geçmişe ışınlıyorlar. İşte müziğin gücü!

Hamiş: Alıntılar, Tuğba Doğan’ın YKY Yayınları’ndan çıkan Nefaset Lokantası’ndan.

~Kirpilerden Öykü Göğer


Taç Yapraklardan Yuva Örenler: Osmia Avosetta

Farklı çiçeklerin taç yapraklarından meydana getirilmiş göz kamaştıran minik kozalar. Bu ince işçiliğin arkasında Anadolu’da da rastlanmış arılar var: Osmia avosetta. Dr. Jerome Rozen önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada Osmia avosettaların ördüğü koza örnekleri araştırılmış, bu sevimli yapıların doğası incelenmiş.

Koza örnekleri önce Antalya’da, sonra İran’da keşfedilmiş. Zaten nüfusu kalabalık olmayan türün yeni yavrularını korumak için arılar taç yaprakları bir araya getirerek, bir buçuk santimetre uzunluğunda kozalar örüyor. Rengarenk yapraklar ve çamurla örülen duvarlar. İçlerini de polen ve nektarlarla dolduruyorlarmış. Yumurtalar da bırakıldıktan sonra yapraklar içe doğru kıvrılıyor, sonrasında üstü yine çamurla kapatılıyor. Çamur kuruduğunda larvalar için kışı geçirecek ortam hazır demektir. 

Ortaya çıkan kozalar, sanat eseri niteliğinde, büyülüyor. Aynı zamanda arı larvaları için korunma ve büyüme ortamı sağlıyor. (22 Sayfa, makale görselleri de içeriyor)


Her Başlangıç Bir Yalnızlık

Başlangıç (Dasatskisi, 2020), Gürcistan sinemasının parıldayan yüzlerinden biri olacağına şimdiden kesin gözle bakılan Dea Kulumbegashvil’in kamera arkasındaki ilk işi. Yönetmenin de metin yazarlarından biri olduğu filmin dekorunda pastoral manzaralar var. Küçük bir yerleşim yeri, iki farklı cemaat, ayin sırasında kiliseyi alevlere boğacak düşmanlık. 

Yehova Şahitlerine bağlı cemaatin kasabadaki rahibi, gözü yükseklerde hırslı biri, inandığı doğrulara sadık. Ancak kırılgan erkekliğiyle mağrur, yanı başındaki eşi Yana’nın iç dünyasından, başına gelenlerden haberdar değil. 

Yana, kocasının kariyeri için kendi hayatını ikinci plana atmış, kendisine her gün biraz daha yabancılaşıyor. Üstelik hem kendisi hem de çocuğu için daha tehlikeli hale gelen bir kasabada. Yeni bir başlangıç arzuluyor, adını koyamıyor ama yeniden başlamak istiyor. Her kadının başına gelebilecek sıradan bir korkunçluğa maruz kaldığında iyice yalnızlaşıyor. Kocası, suçun failini değil, Yana’yı suçluyor, Yana’yı affetmeye çabalıyor. 

Yana’yı canlandıran Ia Sukhitashvili’nin doğal oyunculuğuyla duru güzelliği birbirini tamamlıyor. Yalnızca sineklerin bozduğu sessizlikte, yeşilliklere uzanıp yatıyor öylece, bir tablo gibi. Yalnızlığı tanıdık. 

Pandemi nedeniyle düzenlenemeyen 2020 Cannes Film Festivali’nin seçkisinde yer alan Başlangıç, Toronto, San Sebastian ve Adelaide gibi festivallerde pek çok ödüle layık görüldü. Kulumbegashvil kamerasını, resmettiği tabloları çerçevelemek için kullanıyor. Keşke beyaz perdede izleyebilseydik dedirten cinsten. (130 Dakika, akabinde yönetmenle yapılan söyleşi var, 30 dakika) 

Güne başlama şarkısı

Arşivde Gezin

Kirpi'yle düşüncelerini paylaş